USTALAR

Yaş:
72
Şehir/İlçe:
İzmir / Karşıyaka
Telefon:
0 (542) 265 56 91
E-Posta:
eminepolat1952@hotmail.com

Ben Emine POLAT, İzmir Karşıyaka’da ikamet ediyorum. 1952 Erzincan doğumluyum. Topluma faydalı bireyler olarak yetiştirdiğim 3 çocuk annesiyim. Meslek lisesi mezunuyum. El sanatlarının çeşitli dallarında akşam sanat okullarında eğitim aldım. Makine ve el nakışı, giyim, ahşap boyama, ebru, yemek ve pasta dallarında belge sahibiyim. 1991 yılında Karşıyaka Halk Eğitim Merkezi’nde el sanatları branşında usta öğretici olarak göreve başladım. 25 yıl usta öğreticilik görevimi ifa ettikten sonra, 2016 yılında emekli oldum. Bugüne kadar Çiğli Halk Eğitim Merkezi’nde Patchwork, Folklorik (Kitre) Bebek, Ahşap Boyama ve Mefruşat dallarında usta öğreticilik görevinde bulundum. Ayrıca Ege Üniversitesi Emel Akın Yüksek Okulu’nda Folklorik (Kitre) Bebek dersleri verdim. 1995 yılında Çiğli Fakir Kimsesiz Zihinsel Engellileri Koruma Derneği’ni kurdum ve 2019 yılına kadar bu derneğin başkanlığını yürüttüm. Derneğimizin faaliyet gösterdiği süreçte, 1999 yılında Çiğli Organize Sanayi Bölgesinde, Zihinsel Engelliler Okulu’nu yaptırarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devretmiştir. Bu dönemde ayrıca öğrencilerin, öğrencilerin ailelerinin ve okulun tüm giderleri derneğimiz tarafından karşılanmıştır. Yine aynı dönemde tarafımdan engelli bireylerin ailelerine yönelik terapi amaçlı derneğimiz adına çeşitli kurslar açılmıştır. Öğrenciler halen aynı okulda eğitim-öğretimlerine devam etmektedir. Fiilen 1991 yılından beri Folklorik (Kitre) Bebek çalışmalarımı yürütüyorum. Bu sanata ilk ilgi duymam 1969 yılında akşam sanat okulu moda dersinde Didar ÇELENK hocam sayesindedir. Didar ÇELENK hocam bir arkadaşıma Folklorik (Kitre) Bebek yaptırmıştı. Bende onları dikkatle izlemiştim. Ama o tarihlerde bu sanatla pek fazla uğraşamamıştım. 1991 yılında Usta Öğreticilik görevine başladıktan sonra diğer çalışmalarımın yanında, Folklorik (Kitre) Bebek ile ilgili çalışmalarıma da başladım. Zaten bu sanatı icra edebilecek donanıma da sahiptim. Rahmetli annem Sümbüle KIRTILOĞLU, bana oya yapmayı en iyi şekilde öğretmişti. Akşam sanat okulundaki kıymetli öğretmenlerimiz de bizi dikiş, nakış vb. alanlarda çok iyi yetiştirmişlerdi. 1991 yılına kadar da evimde bir odam her zaman benim atölyem olmuştu. Çocuklarımın kıyafetlerini kendim dikerdim. Piko, nakış ve dikiş yapar, aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışırdım. Uzun yıllar yapma çiçekler yaptım. Yani, aslında el emeği, göz nuru bu işlerden hiçbir zaman kopmadım. Didar Hocamın verdiği ilhamla, usta öğreticiliğe başladığım yıllarda bu sanatı nasıl yapacağımı araştırdım. Bu alan ile ilgili Çiğli Halk Eğitim Merkezi’nde kurslar açtım. Kitre bebek kurslarımda 3 yıl içinde yaklaşık 60 öğrencim odu. Bu süreç de sanatımı iyice olgunlaştırmama yardımcı oldu. Bu süreçte birçok araştırma yaptım. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı, Türk Halk Oyunları Bölümü, Türk Halk Oyunları Öğreticiliği Anasanat Dalı’nda görev yapan Prof. Dr. Mehmet Öcal ÖZBİLGİN ve Öğretim Görevlisi Abdurrahim KARADEMİR hocalarımdan kıyafetler konusunda destek aldım. Bu alan ile ilgili basılı materyaller topladım. Tüm yöreleri ve kıyafet özelliklerini araştırdım. Kitre ile hazırladığım bebeklerimi, birebir o yörenin geleneksel kıyafetleri ile donatabilmek için, her şeyi en ince noktasına kadar araştırdım, inceledim. Fotoğraflar çektim, internet araştırmaları yaptım. Eşim Ekrem Polat’ta kompozisyonlarımında kullanacağım ahşap materyalleri ağaçtan oyarak, tasarladığım kompozisyonların ortaya çıkmasında bana destek olmaktadır. Yapmış olduğum çalışmalarımı pek çok etkinlikte sergiledim. Bu etkinliklerden belli başlıları aşağıda verilmiştir. 2005: 23. Dünya Üniversiteler Yaz Spor Oyunları, İzmir 2006: Travel Turkey İzmir; İzmir Enternasyonal Fuarı; İzmir Atatürk Kültür Merkezi (Valilik davetlisi); İzmir Atatürk Kültür Merkezi (10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER’in eşi Sayın Semra SEZER onuruna düzenlenen sergi) 2007: EMITT-2007, İstanbul (Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı) (Kültür Müdürlüğü davetlisi), Sabancı Kültür Merkezi 2008: EMITT-2008, İstanbul (Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı) (Kültür Müdürlüğü davetlisi) (Kültür Müdürlüğü davetlisi), Travel Turkey İzmir (İzfaş davetlisi); Diyarbakır Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitimler sergisi 2009: Malatya Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitimler sergisi 2010: Berlin Turizm Fuarı (Kültür Müdürlüğü davetlisi); İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Kültür Merkezi (Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitimler sergisi); İzmir Atatürk Kültür Merkezi (Ege Üniversitesi davetlisi). 2011: Çiğli Kipa sergi. 2012: EMITT-2012, İstanbul (Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı) (Kültür Müdürlüğü davetlisi) 2015: 10. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali, İstanbul (Kültür Bakanlığı davetlisi) 2016: 17. Büyükçekmece Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali (Belediyenin davetlisi) 2017: 10. Uluslararası Antepfıstığı Kültür ve Sanat Festivali, Gaziantep (Belediye davetlisi); 10. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali, İstanbul (Kültür Bakanlığı davetlisi); 55. Uluslararası Bursa Festivali (Kültür Bakanlığı davetlisi); Şile Festivali; Travel Turkey İzmir. 2018: Selçuk Müzesi (Kişisel sergi); 19. Büyükçekmece Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali; 49. Selçuk Efes Festivali; Gaziantep Bebek Müzesi (sergi) 2019: Çorlu Fest, Tekirdağ (Belediye davetlisi) 2020: 15. Uluslararası Marmaris Kadın ve Sanat Festivali 2021: Uluslararası Büyükçekmece Festivali 2022: Pendik Uluslararası El Sanatları Festivali 2023: Esenyurt Uluslararası El Sanatları Festivali 2023: Gaziantep Kültür Yolu Festivali Bugüne kadar gerek il bazında, gerekse Türkiye çapında düzenlenen çeşitli yarışmalara katılarak, çeşitli ödüller aldım. Aldığım Ödüller: 1. Folklorik bebek dalında İzmir il 1., 2. ve 3.’lüğü; 2. Türkiye genelindeki yarışmalarda bir mansiyon, bir jüri özel ödülü, bir de sergilenmeye değer ödülleri; 3. Kültür Bakanlığı’nın Türkiye genelinde açtığı el sanatları yarışmasında mansiyon ve sergilenmeye değer ödülü; 4. Patchwork dalında, Türkiye genelinde sergilenmeye değer ödülü. 5. Harran’da düzenlenen bez bebek yarışmasında jüri özel ödülü. Ayrıca 2012 yılında Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları Değerlendirme Kurulu tarafından verilen Kültür Bakanlığı Sanatçısı kartına da sahibim. Folklorik (Kitre) bebek çalışmalarımda çok çeşitli malzemeler kullanıyorum. Tabii ki bunların içinde en önemli malzemem, sanatıma da adını veren KİTRE’dir. Ebru yapımında da kullanılan kitre, ülkemizin Güney ve Güneydoğu bölgelerinde yetişen yabani bir dikenin (geven) havada katılaşan yapışkan özellikteki özsuyudur. Kitre eldesi için, kırlardaki geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atılır, birkaç gün beklenir ve akan bitki özsuyu kurur. Ağaç kabuğuna benzer bir görünüm alan kabuklar toplanır. Burada önemli olan, bu işlemi üç defa tekrar ederek, bitkiden akan en saf kitreye ulaşmaktır. Aktarlardan satın alınan kitre, hazırlama aşamasında, yapılacak işin niteliğine göre belli oranlarda kireçsiz ve damıtılmış suda çözülerek kullanılır. Belli oranlarda su ile plastik şişe ya da kavanozlarda karıştırılan kitre, arada bir çalkalanarak 2-3 gün kadar suda bırakılır, yumuşar ve sıvı bir kıvama dönüşür. Bu şekilde hazırlanan kitre buzdolabında 1-2 hafta kadar muhafaza edilebilir. Kitre bebek yapımında kitreden başka, pamuk ve çeşitli kalınlıklarda galvanizli tel kullanıyorum. Tek tek baş, kollar-parmaklar, ayak ve bacakları hazırladıktan sonra doğru oranlarda ve konunun pozuna uygun olarak bir araya getiriyorum. Bir bebek için toplamda üç ayrı kalıp kullanılarak (ana gövde, kollar ve bacaklar) erkek ve kadın figürleri için beyaz patiska kumaştan dolgu kısımları hazırlayıp, daha önceden hazırlamış olduğum iskeleti dikilen kumaşların içine yerleştiriyorum. Daha sonra bedende boş bırakılan kısımları kullanarak dikilmiş kumaşların içini pamukla dolduruyorum. Eller, boyun, ayaklar ve yüz bölgesini kitreli pamuk kullanarak anatomik yapıya uygun olarak şekillendiriyorum. 1-2 gün kurumasını bekledikten sonra, hazırladığım bebeğin yüz, eller ve ayaklarına, sulandırılmış beyaz tutkal sürüp tekrar kurutuyorum. Daha sonra ten rengi boya ile boyayarak, yüz ayrıntılarını guaj boyalar kullanarak boyuyorum. Sonrasında, tiftikten hazırlamış olduğum saçlarını yapıştırıyorum. Bebekleri bu şekilde hazırladıktan sonra, çalışmayı planladığım yörenin geleneksel kıyafetlerinin hazırlığına başlıyorum. Bunun için, o yörenin geleneksel kıyafetleri hakkında basılı, internet ve benzeri kaynaklardan araştırmalar yaparak, en ince ayrıntılarına kadar inceliyorum. Antikacılardan, bit pazarlarından, eskicilerden, takı malzemesi satan dükkanlardan, dericilerden, manifaturacılardan satın aldığım takı, boncuk, keçe, deri ve kumaşlar (tül, antik kumaşlar, yöresel kumaşlar vb.) ile kendi çeyizimde var olan ya da yeniden işlediğim oyalar ve kanaviçeleri kullanarak, tamamen o yöreye özgü geleneksel kıyafetleri hazırlıyorum. Bu kıyafetleri hazırlarken, o yörenin orijinal kıyafet özelliklerini bire bir koruyama özellikle dikkat ediyorum. Hazırladığım kıyafetleri ve takıları hazırladığım bebeğime giydirdikten sonra, marongozda hazırlatmış olduğum ahşap stantlar üzerine bebeğimi sabitliyorum. Bebeğimin ait olduğu yöreyi gösteren, daha önce yazdırdığım metal etiketi de bu standa yapıştırarak bebeğimi tamamlıyorum. Bu çalışmalar esnasında, iğne, makas, keski, dikiş makinası, mekik, tığ, şiş, firkete, boya fırçası gibi pek çok alet kullanıyorum. Birçok malzeme ve aletle çalıştığım sanatımı evimde ayırdığım bir odamda gerçekleştiriyorum. Eşim Ekrem POLAT, bu çalışmalarda en büyük yardımcımdır. Ahşap oyma malzemelerini kullanarak, kompozisyonlarımda gerekli olan ahşap malzemelerimi ağaçtan oyarak hazırlamasının yanı sıra, katıldığım tüm organizasyonlarda maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman eksik etmemektedir. Çalıştığım yöreye bağlı değişiklik göstermekle birlikte, ortalama olarak 1 haftada bitirdiğim, el emeği göz nuru bebeklerimi hazırlarken, güzel ülkemin, eşsiz kültüründen ilham alıyorum. Bugüne kadar gezdiğim birçok ülke ile karşılaştırdığımda, sahip olduğumuz kültür mirasımızın ne kadar zengin, ne kadar biricik olduğunu görmem, sanatıma olan aşkımı daha da arttırıyor. Sanatım ile hazırlamış olduğum folklorik (kitre) bebekler, Türk Kültür ve Folklorunun vücut bulmuş halidir. Tüm dünyaya, kültürümüzü ve folklorumuzu tanıtmada kullanılacak dilsiz temsilcilerdir. Gelecek nesillerimize, köklerimizi, kültürel zenginliklerimizi, adet ve geleneklerimizi aktaracağımız bir mirastır. Kitre bebek, sadece Anadolu’ya has oluşu ve sadece ülkemizde olması nedeniyle yeganedir. Folklorik (kitre) bebekler, milli benlik ve değerlerimizi koruyacak olan görsel hafızadır. Cepheye mermi taşıyan aziz Türk kadınını, canını seve seve bu yurda feda eden şehitlerimizi, samimi, sıcak ve fedakar Türk insanımızı tasvir ederek gelecek nesillere ve dünyaya aktaracak olan zaman kapsülümüzdür. Folklorik (kitre) bebekler, sadece bir sanat objesi değil aynı zamanda etnografik bir değerdir. İşte tüm bunlardan ilham alarak icra ettiğim sanatımı layıkıyla yapmamın gururunu taşıyor ve kültürel mirasımızın aktarılmasında bir nebzede olsa katkıda bulunabiliyorsam bundan büyük mutluluk duyuyorum.